Sayın Utku Çakırözer,
Otomatik Bilgi Değişimi anlaşmasıyla ilgili olarak gösterdiğiniz dikkate ve duyarlılığa tekrar teşekkür ederiz. Sizin de belirttiğiniz gibi, anlaşmanın şimdilik uygulanmaması kesin çözüm değildir. Türkiye, yurt dışında yaşayan milyonlarca yurttaşı olduğunu göz önünde tutarak anlaşmanın kapsamını ya da mali varlıkların limitini yeniden saptamalı ve ilgili ülkelere bildirmelidir. Aksi takdirde bu sorun tekrar gündeme gelebilecek ve seçimlerden sonra uygulamaya alınabilecektir. Yani tehlike geçmiş değildir.
Yine benzer bir sorun Tapu Kadastro Müdürlüğü’nün dijitalleştirme programında yer almaktadır. Tapu Kadastro Müdürlüğü Türkiye’deki bütün tapuları dijital ortama aktarıp, mülk sahiplerini internet üzerinden deşifre etmeyi planlıyor. Projenin tamamlanmak üzere olduğu ve yakın zamanda uygulamaya geçileceği ifade ediliyor. Elbette bizim dijitalleşmeye karşı çıkmamız söz konusu olamaz. Bu bir nevi iki yüz sene önce işçilerin makineleşmeye karşı çıkıp sanayi makinelerini kırmasına benzer. Bizim karşı çıktığımız husus, mülklerin kime ait olduğunun kişinin kendi izni alınmadan devlet tarafından ilan edilmek istenmesidir. Eğer böyle olursa, Avrupa’daki vergi dairelerine Türkiyelilere karşı kullanılmak üzere altın tepsi içerisinde fırsat verilmiş olur.
Türkiye’deki mülklerimiz bizim anavatanla somut bağımızı teşkil ediyorlar. Unutmamak gerekir ki Avrupa’da ırkçılık görülmemiş boyutlara ulaştı ve giderek güçleniyor. Avrupa’daki Türkiyeliler bu mülkleri gelecekte olabilecek olumsuz gelişmelere karşı bir nevi güvence olarak görüyorlar ve bu nedenle Avrupa’daki vergi dairelerine bildirmiyorlar. Ayrıca miras yoluyla geçen mülkler de az değildir ki bunların Avrupa’daki vergi sistemiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Tapu Kadastro Müdürlüğü bu projeyi kimlikeri de deşifre ederek uygulamaya sokarsa Avrupa’da gerek sosyal, gerek işsizlik, gerek iş görememezlik ödenekleri alan Türkiyelilere ağır bir darbe vurmuş olur. Sizden ricamız, bu konuyu ilgili müdürlük nezdinde araştırarak gerekirse mecliste gündeme taşımanızdır.
Örgütümüz hakkında da kısaca bilgi vermek isteriz. Örgütümüz HTİB (Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği) 1974 yılında Türkiyeli işçiler tarafından kuruldu. Ana amacımız Hollanda’da eşit haklar için mücadele etmek ve Türkiye demokrasi güçleriyle dayanışmaktır. Yaklaşık yarım yüzyıllık tarihimizde Hollanda’da hiç bir göçmen eylemi yok ki HTİB içinde yer almasın veya başı çekmesin. Bütün şubelerimizle birlikte etkin olarak Türkiyelilerin ve bütün göçmenlerin çıkarlarını savunduk ve savunmaya devam ediyoruz. Bu bağlamda Hollanda siyasi partileriyle. özellikle sol partilerle, sendikalarla ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket etmeye özen gösterdik.
Gönül ister ki Türkiye’nin en eski partisi CHP ile de ilişkilerimiz sürekli ve kurumsal düzeyde olsun ve gelişsin. CHP’nin yurt dışında yaşayan Türkiyeliler ile ilgili kalıcı bir biriminin olmamasını bu anlamda büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Eğer böylesi bir birim olursa kalıcı ve sürekli bir işbirliğini geliştirmek daha da olanaklı olabilir. Umarız sizinle irtibatımız böylesi bir sonuca yol açabilir.
Çalışmalarınızı yakınen izliyoruz ve takdir ediyoruz. Haberleşmek üzere sevgi ve saygılarımızı sunarız.
Mustafa Ayrancı
Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği
HTİB Genel başkanı