2021 yılı için dileğimiz:
Sevgili dostlar,
2020 yılını geride bıraktık. Ne yazık ki bu yıl pandemi nedeniyle tarifsiz acılar ve sıkıntılar çektik. Yakınlarını kaybedenlerimiz oldu. Ekonomik olarak zor günler yaşıyoruz. İşini, aşını kaybedenlerin sayısı bir hayli fazladır. Sosyal yaşam tamamen altüst oldu. Hepimiz izole bir yaşamın içerisinde hapsolduk. Sevdiklerimizden uzak kaldık. Ama çoğu gitti, azı kaldı. Aşı ve ilaç çalışmalarında olağanüstü başarılar gerçekleştirildi. İlk aşıyı bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin Almanya’ya giden ilk nesil Türkiyeli göçmenlerin çocukları olması hepimizi sevindirdi. Bu güzel olay, yabancı düşmanlığı yapanların suratında bir tokat gibi patladı.
Pandemi olayının bize öğrettiği en büyük ders şudur: yerküremiz ve insanlık artık bu zalim kapitalist sistemle yönetilemeyecek kadar devasa karmaşık sorunlarla karşı karşıya. İklim değişikliği, çevre sorunları küresel düzeyde işbirliğini zorunlu kılıyor. Ama daha fazla kâr, daha fazla tüketim üzerine kurulu kapitalist sistem bu sorunları çözmekten çok uzak. Bu sistem para babalarının, büyük şirketlerin kasalarını, bilançolarını şişirmek üzerine kuruludur. Dünyamızın geleceği onları fazla ırgalamıyor. Eğer bu sistemi değiştiremezsek yerküremizin uzak olmayan bir gelecekte geri dönülemeyecek bir şekilde tahrip olacağını bilim insanları söyleyip duruyorlar.
Ayrıca, bütün insanlığı tehdit eden yeni yeni salgınlar, çevre felaketleri, nükleer tehlikeler kapımızda bekliyor. İnsanlığın, bu adaletsiz ve vicdansız sistemle bu sorunların üstesinden gelmesi olanaksızdır. Pandemi olayı bunu net bir biçimde bize gösterdi. Tek çare, daha adil, daha sosyal ve daha özgür bir dünyayı hep birlikte inşa etmektir. Elbette bu hemen olacak bir şey değil. Ama umarız, 2021 ve sonraki yıllar bu sorunların ele alınıp, tartışıldığı yıllar olur.
Sadece dünyada sorunlar artmıyor, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olan Hollanda’da da sorunlar artıyor. Bu sorunların başında ırkçılık, ayırımcılık, yabancı düşmanlığı geliyor. Belastingdienst’in göçmenleri fişleyip, kara listeye alması, ödenek hakkı olan ailelere yönelik olumsuz, ayırımcı kararları bu buzdağının sadece ucudur. Hollanda’da ırkçılık köklü ve yapısal karekter taşıyor ve ciddi önlemlerle mücadele etmeyi zorunlu kılıyor. Ayrıca yoksulluğun giderek artması üzerinde durulması gereken ciddi bir toplumsal sorundur. Bu yılın Mart ayında genel seçimler var. Umudumuz odur ki sol ve sosyal partiler giderek güçlenirler ve ırkçı, yabancı düşmanı partiler ve güçler gerilerler.
Ana vatanımız Türkiye’ye gelince: Ne yazık ki geҫen yıl oldugu gibi bu yıl da bu konuda olumlu şeyler söyleyemiyoruz. İnsan haklarının, çağdaş hukuk normlarının ayaklar altına alındığı, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve birçok muhalif gazetecinin, yazarın haksız yere zindanlarda tutulduğu, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Alevilerin ve bilumum azınlıkların ezilmeye çalışıldığı bir ülke hakkında olumlu sözler söylemek mümkün değildir. Türkiye,artık otokrat bir kişinin iki dudağının arasında çırpınan bir ülkenin adıdır. İslamcı – milliyetçi ittifak ülkeyi dincilik ve milliyetçilik bezirganlığıyla kıskaca almış, uçurumdan aşağı sürüklemeye çalışıyor. Eğer bu oyun kısa sürede bozulmazsa Türkiye’yi çok karanlık günler bekliyor.
Bütün olumsuzluklara karşın, bu zorlu günlerde moralimizi yüksek tutmalıyız. Sorunlar çözülmek için vardır. İnsanlık bu sorunların da üstesinden gelebilecek güce ve bilgiye sahiptir. Bu gücü ve bilgiyi harekete geçirmek ellerimizdedir. Mücadele edeceğiz ve insanlık düşmanı karanlık güçleri her düzeyde gerileteceğiz. Bunun başka yolu yoktur.
Bu vesileyle size, ailenize ve yakınlarınıza yeni yılda sağlıklı,mutlu, esenlik dolu günler diliyoruz.